Roma’da Gezilecek Yerler
Roma’da Gezilecek Yerler
Roma’da Gezilecek Yerler
Aşk şehri, tarih şehri, sanat şehri Roma’da gezilecek yerler listemizde neresi yok ki! Avrupa’nın insanlık tarihine ışık tutan ve yaklaşık 3000 yıllık tarihiyle İtalya’nın başkenti Roma’da her sokakta farklı bir sürpriz ile karşılaşıyoruz. Sanat, tarih, mimari ve daha birçok alanda sayısız esere sahip Roma’da bir yandan dünyanın en iyi mutfaklarından İtalyan lezzetlerini tadarken tarihe de doyacağız.
Collesium & Roma Forumu
İtalya denilince akla ilk gelen yerlerden olan Collesium döneminde çeşitli sanat aktivitelerinin yapıldığı, gladyatörlerin çarpıştığı, siyasi ilanların verildiği bir amfi-tiyatro imiş. Yapımına M.S. 72 yılında başlanan ve 8 senede tamamlanan, asıl adı Flavianus olan Kolezyum’un girişinde adını da aldığı 30 metrelik Colossus Neronis heykeli yer alıyor. 2007 yılında Dünyanın Yeni 7 Harikası arasına giren ve İmparator Vespasian tarafından yaptırılan amfi-tiyatroya altmış bine yakın kişi sığabiliyordu ancak zamanla kullanılmayacak hale geldi.
M.Ö. 5. yüzyıldan, M.S. 7. yüzyıla kadar Roma İmparatorluğu için siyasetin, hukukun ve ticaretin merkezi olan Roma Forumu, Collesium’un batısında yer alıyor. 18. yüzyıldan itibaren gerçekleştirilen arkeolojik kazılar ile Septimius Severus, Titus gibi zafer takları ve Vesta, Satürn, Polluks gibi birçok tapınak da ortaya çıkarılmıştır. Forumun kuzeyinde yer alan Septimus Severus takının önemi ise 3. yüzyıl imparatorluklarının zaferinden kalmış olmasıdır. Tarihin ilk senote binasını görmek de mümkündür.
Trevi Çeşmesi
Roma’nın en ikonik yapıları arasına girmiş ve Aşk Çeşmesi olarak da bilinen Trevi Çeşmesinin yapımına 1732 yılında başlanmış. Roma’nın en fazla turist alan eseri olan Aşk Çeşmesi, Nicola Salvi tarafından barok tarzda yapılmaya başlanmış ve başka heykeltıraşların da katılımıyla 30 yılda tamamlanmış. Poli Sarayı’nın karşısına konumlanmış olan çeşme, aracı deniz kabuğunun üzerinde duran tanrı Neptün ve çeşitli diğer figürlerden oluşuyor. Aşk Çeşmesinin gösterişli yapısının yanı sıra turistler tarafından ilgi görmesinin bir diğer nedeni de bir nevi dilek çeşmesi olması. Bir dipnot verelim, gün içerisinde çeşmeye atılan direk paraları, akşam görevliler tarafından toplanıyor ve hayır kurumlarına bağışlanıyormuş.
İspanyol Merdivenleri
Aşk Çeşmesine uzanan yolda bizleri karşılayan İspanyol Merdivenlerinin isim annesi, aslında yol üzerinde bulunan İspanyol Elçiliği. 1723 yılında yapımına başlanan ve 1726’da inşası tamamlanan merdivenler Kral XV. Louis’in Trinita dei Monti Kilisesi’ne ulaşabilmesi için yaptırılmış.
Vatikan
Hristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetildiği merkez olan Vatikan, aynı zamanda İtalya sınırları içerisinde ayrı bir şehir devlet. Devlet başkanının papa olduğu ve mutlak monarşi sistemiyle yönetilen Vatikan için dünyanın en küçük ülkesi denilmekte. Vatikan’ı koruyan askerlerin İsviçre’den geldiklerini ve kıyafetlerinin tasarımını yapanın da Michelangelo olduğunu belirtelim. Dinler tarihine ilginiz varsa ve farklı bir deneyim yaşamak istiyorsanız Vatikan’ı ziyaret etmeden dönmemenizi öneririz. Tabi Roma’nın en çok yerli ve yabancı turist alan bölgesine gitmek için olabildiğince erken saatlerde yola çıkmanız gerektiğini de hatırlatalım.
Aziz Petrus Bazilikası & Vatikan Müzeleri
M.S. 320-325 yılları arasında yaptırılan St. Petrus Bazilikasının mimarı ilk Hristiyan imparator olan Constantinus. Yıllar içerisinde yağmalanan ve yıkılan bazilika, Papa IV. Leo tarafından çok daha ihtişamlı bir mimari ile yeniden inşa ettirilmiş. Roma’nın en büyük ikinci kilisesi olan St. Petrus Bazilikası’nın sanat tarihçileri için ayrı bir önemi olmasının nedeni ise Michelangelo’ya ait birçok heykelinin bulunması.
222 metrelik uzunluğuyla dünyanın en büyük kiliselerinden olan St. Petrus Bazilikası, Vatikan’ın içerisinde bulunuyor ve dünyadaki en gizli bilgi arşivine sahip Vatikan Müzeleri de bu alanda yer alıyor. İçerisinde Antik Yunan’dan modern sanat eserlerine geniş bir koleksiyon barındıran Vatikan Müzeleri, Michelangelo’nun “Adem’in Yaratılışı” freskine ve Sistina Şapeline de ev sahipliği yapılıyor.
Santa Maria Maggiore Bazilikası
Yapımına Papa III. Sixtus’un isteğiyle 5. yüzyılda başlanılan ve Santa Maria Maggiore, Roma’nın en gösterişli bazilikalarından. Birçok farklı mimari stilin birleştiği yapının içerisinde en çok dikkat çeken, çoğunluğu kırmızı ve yeşilden oluşan mermerler ise 12. yüzyılda İtalya’da yaşayan zengin bir aile tarafından özel olarak getirtilmiş.
Bazilika’nın içerisinde Piazza dell’Esquilino Dikilitaşı ve 9. yüzyıldan kalan resim ve mozaiklerin olduğu Cappella Paolina yani Paolina Şapeli yer alıyor.
Sant’Angelo Kalesi
Roma İmparatoru Hadrianus’un aile mozolesine ev sahipliği yapan Sant’Angelo Kalesi, 139 yılından yüzyıllar sonraya dek şehri korumuştur. Kalenin zamanında kaostan kaçan papalara da ev sahipliği yaptığı söylenir. İçerisindeki gizli koridorlar aracılığıyla Vatikan’a bağlanan kalede bir dönem Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan tutulmuştur. İçerisinde bulunan Museo Nazionale di Castel Sant’Angelo, Sala delle Urne, Sala Paolina ve daha birçok müzede hayranlık uyandırıcı tarihi eser ve freskleri görebilirsiniz. Ayrıca bir efsaneye göre büyük veba salgınının olduğu yıllarda baş melek Mikail bu kalede görünmüş ve salgın sona ermiş. Bu olayın ardından kalenin dışında bulunan iki Mikail heykeli yaptırılmış. Meraklılarına Dan Brown’un kitabından uyarlanan Melekler ve Şeytanlar filminin birkaç sahnesi burada çekilmiş ve gerçekçilik akımı ustalarından Puccini’nin Tosca Operasında yer alan kahramanlar San’Angelo Kalesinden intihar etmiştir.
Navona Meydanı
M.S. 30’da dönemin imparatoru Domitian tarafından bir eğlence ve atletizm meydanı olarak yaptırılmış. Meydanda Bernini’nin ünlü 4 Nehir Çeşmesi yer alıyor. Çeşme Asya’daki Ganj Nehri, Avrupa’daki Tuna Nehri, Amerika’daki Rio del Plata’yı ve Afrika’daki Nil Nehrini simgeliyor ve üzerinde bir dikilitaş yer alıyor.
Pantheon
Navona Meydanında yer alan ve Roma’nın en turistik yapılarından kabul edilen Pantheon, M.S. 30 yılında Agrippa tarafından yaptırılmış. İmparator Hadrianus’un 125 yılında yaptırı revizyonlar ile dünyanın en büyük kubbesine sahip 43 metre çapındaki yapı günümüze kadar hiç bozulmadan ulaşmıştır. İçerisinde birçok imparator, siyasetçi ve sanatçının mezarına ev sahipliği yapan Pahtheon’un girişinde Agrippa’ya ithaf edilmiş Latince bir yazı yer alıyor.
Vittorio Emanuele II Abidesi
Venezia Meydanında yer alan ve neoklasik mimari ile yapılmış Vittorio Emanuele II Abidesi, 1885-1911 gibi yeni bir tarihte inşa ettirilmiş. Birleşik İtalya Krallığının ilk hükümdarı Vittorio Emanuele II’ya ithafen yaptırılan abidenin üst kısmındaki iki yanında Mahşerin Dört Atlısı’nın heykelleri yer alıyor.
Palatino Tepesi
Roma’nın kurulduğu tepe olan Palatino Tepesi, Roma Forumu’nun içerisinde yer alıyor. Yaşam izlerinin M.Ö. 1000 yıllarına dayandığı tarihi bölgede, M.Ö. 300’lü yıllara ait kemerler hasarsız bir biçimde günümüze kadar ulaşmış. Roma’nın Palatino Tepesi’ne kurulması bir mite göre, Romulus ve Remus kardeşlerin dişi bir kurt tarafından mağarada büyütülmesi ile başlıyor. Palatino Tepesine giderek Kibele Tapınağı, Flavia Sarayı, Hipodrom gibi tarihte önemli yer etmiş yapıları görebilirsiniz.
Trastevere
Transtevere, her turistin görmesi gerektiği bölgelerin dışında lokal halkın yaşadığı ve bulunmayı en çok sevdiği bölgelerden. Daracık sokakları, tarihi evleri ve arnavut kaldırımlarıyla gerçek İtalyan lezzetlerini ve kahvesini tatmak için mutlaka görmeniz gereken bölgeler arasında. Tiber Nehrinin batısında yer alan Transtevere’ye Fabricio Köprüsünden geçerek ulaşabilirsiniz. Meraklılarına İtalyan vintage butiklerinin, pazarlarının ve eskicilerin de bu Transtevere’de bulunduğunu hatırlatalım.