Tavsiyemiz
Filtreler
Hizmet Kategorileri
Sağlık
blog-image tavsiyemiz

Londra’da Gezilecek Yerler

Londra’da Gezilecek Yerler

author
Admin
14/10/2024

Londra’da Gezilecek Yerler

İngiltere’nin ve Birleşik Krallığın başkenti Londra kozmopolit yapısı, modern ve tarihsel kültürün birleşimiyle tüm dünyayı etkileyen şehirlerin başında geliyor. Özellikle tarihe ışık tutan müzelere, gotik mimari yapılara, resim, tiyatro ve müziğe yüzyıllardır ev sahipliği yapan bu şehrin en çok da sanatseverleri büyüleyeceğine eminiz. Kırmızı telefon kulübelerinde fotoğraf çektirmeden gelmiş sayılmayacağınız Londra’da nereye gidilir, ne yenir, ne yapılır, nerede kalınır ve çok daha fazlası için okumaya devam edin!

Londra’da Görülmesi Gerekenler

Greenwich

Londra’yı gezmeye “Zamanın Başlangıcı” ve “Dünya’nın Orta Noktası” olan Greenwich’ten başlamak gerek. Sıfır meridyeni olan Greenwich, 19. yüzyılın sonunda dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen temsilcilerin kararıyla çizilmiş. Bu meridyenden doğuya doğru gittiğizde 12 saat, batıya doğru gittiğinizde de 12 saat dilimi geçip bir günü tamamlamış olacaksınız. Greenwich’in çizgisinin burada olmasının nedeni ise dünyanın en popüler limanlarının İngiltere’de olması. Dünyanın orta noktasında durup, Greenwich Müzesini de gezdikten sonra Londra’ya doğru yola koyulabiliriz. Thames Nehri üzerinden Londra’nın harika siluetine karşı keyifli bir tekne turu yaparak seyahate başlayabilirsiniz.

Tower Bridge (Londra Köprüsü)

Londra’nın simgelerinden olan Tower Bridge yani Londra Köprüsü, Thames Nehri üzerinde bulunan ve 1890’larda yapılmış olan bir köprü. Bu köprünün özelliği yapıldığı dönemlerde bir liman ticaret kenti olan Londra’da, büyük yük gemilerinin geçişlerini kolaylaştırmak için buhar pistonlarını kullanarak açılıp kapanabilmesi. Köprünün kulelerinin de meraklılarına ziyarete açık olduğunu söyleyelim.

London Eye

Dünyanın en büyük dönme dolaplarından biri olan London Eye, şehri gezmeye başlamadan önce tepeden bir bakış atmak isteyenler için şahane. Bizim favorimiz ise şehri gün batımında ya da gece manzarasında ışıkların içerisinde yakalamak. Sabah 10 – akşam 8 arasında açık olan London Eye’ı görmek istediğiniz saat size kalmış ancak bu 40 dakikalık keyifli dönme dolapta, Big Ban, Tower of London gibi göreceğiniz tarihi yapılar hakkında bilgi edinebileceğiniz bir telefon uygulaması da kullanabilirsiniz.

Tower of London

1078’de Thames Nehri’nin yanına Kral William tarafından yaptırılmış olan Londra Kulesi, günümüze kadar korunarak ulaşabilmeyi başarmış yapılardan. Başlangıçta İngiliz kraliyet ailesi için yaptırılmış olan bu yapı, bir dönem hapishane olarak da kullanılmış. Londra’nın en eski kilisesi ve iş merkezlerine komşu olan bu kule, özellikle büyüleyici bahçesi ve mücevher odaları ile görülmeye değer.

Hyde Park

Şehrin ortasında konumlanmış ve dünyanın en popüler parklarından olan Hyde Park, kasvetli Londra havasına rağmen çoğu zaman yemyeşil kalmayı başarıyor. Parkın kuzeyinden güneyine ulaşmak için yaklaşık 2 kilometre kat etmeniz gerekiyor ve park tam olarak 142 hektarlık geniş bir araziye yayılıyor. Ayrıca Victoria & Albert Müzesi ile Ulusal Tarih Müzesine varmak için de parkın güney ucuna gitmeniz yeterli. Eğer şanslıysanız ve yağmursuz bir Londra’ya havası yakaladıysanız sincaplar ve park sanatçılarıyla piknik yapmak için Hyde Park’ı tercih edebilirsiniz.

Buckingham Sarayı (İngiliz Kraliyet Sarayı)

İngiliz Kraliyet Sarayı olarak da bilinen Buckingham Sarayı, 1837’den beri İngiliz kraliyet ailesine ev sahipliği yapıyor. Kraliçe Viktorya’nın taç giyişinden, Kral 5. George’a kadar eklemeler yapılarak kullanılan saray, I. Dünya Savaşından II. Dünya Savaşının sonuna kadar bombalanan bölgelerin başında gelmiştir. Kraliyet ailesi günümüzde de Buckingham Sarayı’nda ikamet etmekte. Bu nedenle saray yılın sadece belirli dönemleri ve belirli odaları olmak üzere ziyarete açılıyor.

Trafalgar Meydanı

Londra’nın en bilinen meydanı olan Trafalgar, hem kutlamalara hem de protestolara ev sahipliği yapıyor. National Museum’un da bulunduğu meydanı boş bulmak mümkün değil. Dört bir yanı dolduran turistlerin yanı sıra, çeşitli sokak sanatçılarını da görmek mümkün. Meydanda bir süre durup kaosun içerisindeki güzelliği fark edin deriz.

Westminister Sarayı (Parlamento Binası)

Birleşik Krallığın beyni diyebileceğimiz, 11. yüzyılda inşa edilmiş 1100 odaya sahip devasa Westminister Sarayı günümüzde Parlamento Binası olarak kullanılıyor. 1512’de çıkan büyük yangın sonrasında Westminister Sarayı restore edilip Parlamento Binası olarak kullanılmaya başlanmış. Onarımı yaklaşık 30 yıl süren parlamento binası 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası kabul edilerek koruma altına alınmıştır. Parlamento binası turlarında avam ve lordlar kamarası, ana kraliyet salonu, yangından kurtulan Westminister Hall gibi değerli odaları görme fırsatı yakalayabilirsiniz.

Big Ban

Big Ban, bir diğer adıyla Elizabeth kulesi büyük yangından sonra Westminister Sarayı’nın onarımı sırasında, binanın bir ucuna saat kulesinin eklenmesine karar kılan ünlü mimar Charles Berry’nin ikonikleşmiş eseridir. Aslında saat kulesinin içerisinde bulunan 13 tonluk çanın adı olan Big Ban, günümüzde Londra deyince akla ilk gelenler arasında başı çekiyor.

Westminister Katedrali

Westminister Katedrali’ne aslında birçoğumuz aşinayız. Bu manastır Prens Williams ve Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın düğünü, II. Elizabeth’in taç giyme töreni, Prenses Diana’nın cenazesi gibi kraliyet ailesini ilgilendiren birçok önemli olaya ev sahipliği yapmış. Mistik havası ve devasa Gotik mimarisiyle İngiltere’nin en çok ziyaret edilen dini mekanı olan Westminister Katedrali’ni görmek için yine Westminister’a gitmeniz yeterli. İçeride fotoğraf ve video çekimine izin olmadığını da hatırlatalım.

Müzeler

Victoria & Albert Museum: 1852 yılında kurulmuş olan V&A müzesi, adından da fark edeceğiniz üzere Kraliçe Victoria ve Prince Albert adına yaptırılmış. İçerisinde Ortaçağ’dan günümüze kadar binlerce yıllık sanat eseri bulunduran bu müze 2.3 milyon parçalık koleksiyona ev sahipliği yapıyor.

National History Museum: Biritish Museum olarak da bilinen Ulusal Tarih Müzesi; deyim yerindeyse insanlık tarihine ışık tutan ve sürekli yenilenen koleksiyonuyla, yılda ortalama 6 milyon ziyaretçisiyle dünyanın en popüler müzeleri arasında. 1862’de Waterhouse Building adıyla sergi binası olarak yapımına başlanmış bu büyüleyici yapının inşası yaklaşık 20 yıl sürmüş. En eski ağacın gövdesinden Mısır mumyalarına, Kızılderelilerden Likyalılara günümüzü aydınlatan eserlere ev sahipliği yapan bu müzeyi ücretsiz gezebilirsiniz. Ayrıca bizim favori bölümlerimizden olan ve müzenin girişinde yer alan Kelebekler Çadırını da görmeden dönmeyin deriz.

The National Museum: Trafalgar Meydanı’nın içerisinde yer alan The National Museum ya da National Gallery Van Gogh’tan Leonardo da Vinci dünyanın önemli sanatçılarının eserlerini koruyor. Resmin en ölümsüz eserlerini bulabileceğiniz bu müzeyi ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.

Tate Modern: Tate Modern, modern çağ sanat dünyasına öncülük eden Warhol, Dali, Pollock, Picasso gibi birçok sanatçının eserlerine ev sahipliği yapıyor. Thames Nehri kıyısında Switch House adlı binada bulunan müze, günümüzün en popüler modern sanat müzeleri arasında yer alıyor.

Science Museum: Geçmişten günümüze bilim ve teknoloji yolculuğuna çıkaran bu müzede zaman makinasını kullanmış gibi hissedeceğinize eminiz. Kara deliklerden buluşlara, uzak teknolojisinden ışığın serüvenine bilimle ilgili her bilgiyi bu ücretsiz ziyaret edilebilen müzede bulabilirsiniz.

Market ve Pazarlar

Covent Garden: Aslında bir sokak olan Covent Garden her ürünü bulabileceğiniz rengarenk pazarından sokak sanatçılarına ev sahipliği yapıyor. Londra’nın kesinlikle görülmesi gereken yerlerinden diyebileceğimiz Covent Garden’dan hediyelik eşya almayı da unutmayın.

Borough Market: Lokal haklın yoğunlukla yaşadığı yerlerden biri olan Borough mahallesi, Londra’da yemek marketi denince aklımıza gelen ilk yer oluyor. Tapastan kebaba, pizzadan patates kızartmasına Borough Market’te dünya mutfağını deneyebiliyoruz. Bu pazarın en sevdiğimiz özelliği ise her mutfağın malzemelerinin kendi ülkelerinden taze olarak geliyor olması.

Camden Lock: Camden Town’un içerisinde yer alan Camden Lock’a, Londra’nın Kadıköy’ü benzetmesini uygun gördük. Çeşit çeşit kafeleri, hediyelik eşya satan dükkanları, uygun fiyatlı kıyafetleri, ikinci elcileri ve çiçekçileriyle Thames Nehri’ne karşı rengarenk bir atmosfer sunuyor.

 

Londra Gece Hayatı

 

Dünyanın en interaktif ve kozmopolit şehirlerinden olan Lonra’nın gece hayatı da bu tanıma birebir uyuyor. Dünyanın en ünlü DJ’leri Lonrdra’da birbirinden şaşaalı mekanlarda sahne alıyor. Tabi bu mekanların fiyatları da maalesef bir o kadar fazla oluyor. Soho, Holborn-Clerkenwell, Mayfair gibi bölgeler Vendome, KOKO, Egg, Studio 338 gibi dünyaca ünlü gece klüplerine ev sahipliği yapıyor. Birçok ünlüyle karşılaşabileceğiniz bu gece klüpleri ve barlara gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırın.

 

Londra’da Ne Yapılır?

Alışveriş Yapmadan Dönmeyin

 

Londra, lüks ya da uygun fiyatlı aradığınız her markayı ve her ürünü bulabileceğiniz yegane şehirlerden biri. Oxford Street, Carnaby, King’s Road gibi alışveriş caddelerinin yanı sıra Harrods gibi dünyanın en ünlü alışveriş merkezine de ev sahipliği yapıyor.

Kraliyet Askeri Nöbet Değişim Törenine Katılın

Buckingham Sarayı askerleri her ayın belirli günlerinde nöbet değişimi yapıyor ve bu nöbet değişimleri tören halinde kutlanıyor. Sarayı nöbet değişimi gününde ziyaret edebilir ve “Changing of the Guards” törenine de katılabilirsiniz.

Notting Hill Karnavalına Gelin

1964’ten günümüze Notting Hill Gate’te yapılan Notting Hill, Rio Karnavalından sonra dünyanın 2. en büyük karnavalı olarak biliniyor. Zamanında ırkçı olaylara karşı yapılan ayaklanmaların güzel hatırlanması için kutlanmaya başlanan bu rengarenk karnavalda 5 farklı ana tema var. Maskeli yürüyüş, metal orkestraları, sound system, salsa dansı ve soka dansı yapan katılımcılar için özel bir geçit töreni hazırlanıyor. Ağustos ayında gerçekleşen ve yılda yaklaşık 3 milyon ziyaretçi katılan bu karnaval için her yıl 15 bin kostüm hazırlanıyor. Karnavala giderseniz Londra polisiyle fotoğraf çektirmeden ve jerk chicken yemeden dönmeyin.

Sanattan Eksik Kalmayın

Sanatın merkezi Londra’ya gelmişken özellikle de meraklısıysanız Globe Tiyatrosunda bir Shalespeare oyunu, Trafalgar Stüdyosunda güncel bir oyun, Royal Opera Hall’da bale izleyip dünyanın en ünlü konser salonu olan Royal Albert Hall’da da bir konser dinlemeden dönmeyin.

Sherlock Holmes’un Memleketi

Sir Arthur Conan Doyle’un dünyaca ünlü ve artık ölümsüzleşmiş dedektifi Sherlock Holmes’un evini gerçekten de 221B Baker Street’i ziyaret ederek görebilirsiniz.

Abby Road Stüdyosunu Görün

Özellikle İngiliz rock müziğine ilgiliyseniz Abby Road Stüdyosu kulağınıza yabancı gelmeyecektir. Dünyanın en ünlü kayıt stüdyosu olan Abby Road, geçmişten günümüze birçok dev sanatçının plak ve albümlerini yapmış. Tabii buralara kadar gelmişken The Beatles’ın meşhur albüm kapağı olan pozu canlandırmamak olmaz. Bunun için stüdyonun önündeki yaya geçidinde poz vermeniz yeterli olacakJ

Londra’da Ne Yenir?

Dünyanın en kozmopolit şehirlerinden olan Londra birçok farklı millete ev sahipliği yaptığı gibi mutfak kültürlerini de beraberinde yansıtıyor. İngiliz mutfağı denildiğinde aklımıza ilk gelen balık ve patates kızartması olan “Fish and Chips” oluyor. Bunun dışında yemeklerde sürekli olarak tüketilirken görebileceğiniz “Yorkshire Pudding” var. Bizim tavsiyemiz ise her bir gastronomi merkezi olan Londra’da tadabildiğiniz kadar fazla mutfak tatmanız. Fransız, İngiliz, Asya ve daha birçok mutfağa dair en lezzetli yemekleri Londra’nın şık restoranlarında bulmanız mümkün. Tabii bütçesi kısıtlı olanlar için önerimiz, bizim de favori mekanlarımız arasında olan Camden Lock, Borough Market gibi pazarlarda öğle yemeğinizi yiyip şık mekanları akşam yemeğinde tercih etmeniz.

Londra’ya Nasıl Gidilir?

Londra’ya gitmenin en kolay yolu THY, Pegasus gibi havayollarının direkt uçuşlarıdır. Havayollarının genellikle her gün 3 farklı saatte direkt Londra seferi bulunuyor ve yolculuk yaklaşık … saat sürer. Havayollarının web sitelerini düzenli olarak takip ederseniz birçok kampanyalı Londra gidiş dönüş uçak bileti olduğunu göreceksiniz. Uçak biletinizi aldıktan sonra vizenizi temin ederek Londra’ya giriş yapabilirsiniz. Ayrıca Londra’da 5 farklı havalimanı bulunuyor. Tavsiyemiz şehir merkezine ulaşımın en kolay olduğu ve Londra’nın en büyük havalimanı olan Heatrow’u seçmeniz.

Londra’da Ulaşım

Londra toplu taşıma sisteminin en gelişmiş olduğu şehirler arasında. “Oyster Card” alarak içerisine istediğiniz kadar para yükleyebilirsiniz. Bizim önerimiz her yere kolaylıkla ulaşabileceğiniz ve sabah 5.30 – akşam 12.30 arasında çalışan metro ağını kullanmanız. Lonra metrosunun dünyanın en eskilerinden ve şehri 6 ana hata ayırıyor. Metro kartınızdan çekilen ücrette bu bölgelere göre değişiklik gösteriyor. Ancak artık klasik halini almış olan Londra otobüsleri ve taksisine de binmeden dönmeyin deriz.

Londra’ya Ne Zaman Gidilir?

Bir ada ülkesi olan Londra aslında her mevsimde gezilebilen ılıman iklim koşullarına sahip. Ancak iklim ılıman olduğu gibi her dönem yağışlı olduğunu da hatırlatalım ve şemsiyenizi almadan dışarı çıkmayın diye de ekleyelim.

Londra’da Nerede Kalınır?

Aslında Londra’da gelişmiş metro ağı sayesinde her bölgede kalmak mümkün. Bütçenize göre Booking.com’dan otelde ya da hostelde oda tutabilir ya da oldukça popüler olan AirBnb’den bir oda ya da tüm evi kiralayıp bir lokalin evinde kalabilirsiniz. Ayrıca AirBnb’nin Londra’da yiyecek içecek turu müze turu ve tiyatro turu gibi birçok etkinlik yaptığını da hatırlatalım. Dilerseniz uygun fiyatlarda yapılan rehber eşliğindeki bu turlara da katılabilirsiniz.