HAARP Projesi Nedir? HAARP İle Yapay Deprem
HAARP Projesi Nedir? HAARP İle Yapay Deprem
ABD’nin uzun süre gizli tutmak durumunda kaldığı projeler arasında yer alan HAARP, yüksek frekanslar göndermesi ile ön plana çıkmaktadır. Alaska üzerinde yer alan askeri üs, Amerikan deniz ve hava kuvvetleri tarafından yönetilmektedir. Bu üs içerisinde yüksek frekans değerleri ile ortaya çıkan yüksek orandaki enerji çıkışları incelenerek enerjiler üzerinde bir takım değişiklikler yapılarak ne tür etkiler meydana getirdiği incelenmiştir.
HAARP merkez üssünden ortaya çıkan enerjinin boyutu oldukça yüksektir ki sahip olduğu enerji Dünya üzerindeki en büyük radyo vericisi olma unvanı yakalamasına olanak sağlamıştır. Bu üssün kesintisiz olarak bir saat çalıştırılması durumunda ürettiği enerji 1945 yılında Hiroşimaya atılan atom bombası kadar bir enerji ortaya çıkardığı gözlemlenmiştir.
HAARP Üssü Nerede?
HAARP üssünün kurulduğu yer oldukça ince ayrıntısına kadar incelenmiş, özel kararlar verilerek oluşturulmuş olduğu düşünülmektedir. Alaska bölgesinde kurulu olan üs, Dünya elektromanyetik alanını kontrol etmek için en ideal bölge olduğunu ve eşi ve benzerinin olmadığını söyleyebiliriz. Herhangi bir şekilde yaşam koşullarının bulunmadığı bölge içerisinde 21 metre yükseklikte ve 180 adet anten kuleden oluşacak şekilde tasarlanmıştır. Bu projenin hayata geçirilmesi ile ilgili birçok iddia birçok komplo teorisi geliştirildiğini söyleyebiliriz. Bu alan üzerinde araştırma yapan kişilere göre HAARP projesinin ilk mucidinin Nikola Tesla olduğu ifade edilmektedir. Tesla tarafından geliştirilen iyonosfer projesi üzerine çalışmalar yapan Pentagon, projeyi daha da ileri bir seviyeye taşıyarak HAARP üssünü kurdukları düşünülmekte.
HAARP Neden Kuruldu?
HAARP teknolojisinin kurulmasındaki asıl amacın dünya üzerinde zararlı etkinlikler meydana getirmek olduğunu söyleyebiliriz. Tesla, yaşadığı dönem içerisinde elektrik ve fizik üzerine birçok araştırmalarda ve deneylerde bulunmuş, günümüzde kullandığımız birçok teknolojilerin temellerini atmıştır. Tesla’nın ölmeden önce yaptığı en büyük icraatlar arasında yer alan kablosuz elektrik transferi Dünya üzerinde bir ilk olarak gösterilmekte. Birbirine bağlantılı 200 ampülden çıkan enerjiyi 25 mil ilerideki bir noktaya taşımış ve ortaya çıkan enerjinin yeniden değerlendirilmesi sağlanmıştır. Teslanın en büyük hayallerinden birisi de iyonosfer aracılığı ile herhangi bir araç olmadan bedava elektrik üretmek olduğunu söyleyebiliriz. HAARP projesinde bu amacın kısmi olarak da uygulandığını söyleyebiliriz.
Resmi kaynaklara göre HAARP Projesinin Amaçları
Hükümet kaynaklı yapılan açıklamalara göre HAARP projesinin temel amacı atmosferde görülebilecek nükleer araçları kontrol ederek olumsuz durumda elektromanyetik etkilerle bu araçların imhasını gerçekleştirmek,
Başta Amerika kıtası olmak üzere Dünyanın genelinde haberleşme ağı meydana getirerek radar sistemleri oluşturmak,
Dünya’nın diğer ucunda yer alan denizaltılar ile haberleşmeyi olanak haline getirmek,
Bünyesinde yer alan ultra güçlü bilgisayarlar ile yer altı Tomograf haritası çıkarabilmek,
Sahip olduğu vericiler sayesinde Dünya üzerinde yer alan petrol, doğalgaz ve mineral yataklarını tespit etmek gibi amaçlar ABD hükümeti tarafından resmi olarak yapılmıştır. Herkese açık olarak yapılan bu açıklamalar dahi üssün ve projenin ne kadar ileri sistemler ile donatıldığını bizlere göstermektedir.
Birçok kişiye göre bu amaçlar basın ve halk için oluşturulduğunu, projenin altında yer alan amaçların farklı olduğudur. HAARP projesinin gerçek amaçlarını teorileştiren kişiler ise şöyle düşünmektedir:
HAARP Projesi İle İlgili Teoriler
HAARP projesi ile ortaya atılan teorilerden ilki bu projenin iklim değiştirebilme özelliğine sahip olmasıdır.
Bu projenin son yıllarda ortaya çıkaran küresel ısınmaya neden olduğunu, sahip olduğu enerjinin kutupları eritebilecek güçte olduğunu söyleyebiliriz.
Sahip olduğu gücün sadece iklimler üzerine olmadığını, aynı zamanda ozon ve atmosfer dengesinde de değişiklikler meydana getirdiği iddia edilmektedir.
HAARP projesinin en büyük amaçlarından birisinin de yapay depremler meydana getirebildiğini, okyanus dalgalarını kontrol edebilecek güçte olduğunu söyleyebiliriz.
İnsan biyoloji başta olmak üzere beynini etki altına alabilen bu proje, herhangi bir şekilde radyasyon yaymadan nükleer patlamalara neden olabileceğini belirtmek istiyoruz.
1994 yılında başlayarak etkilerinin tamamını 2007 yılına kadar tam kapasiteye çıkaran proje, uzun bir dönem ABD hükümeti tarafından red edilmiş, böyle bir üssün var olmadığı öne sürülmüştür. Üssün görüntülenmesi ve içerisinde Amerikan askerlerinin tespit edilmesi ile proje kara ve hava kuvvetleri tarafından resmi olarak kabul edilmiştir. projenin ne amaçla hayata geçirildiği, bünyesinde ne gibi etkinliklerin yapıldığı halen tespit edilememiştir.