Tavsiyemiz
Filtreler
Hizmet Kategorileri
Sağlık
blog-image tavsiyemiz

DNA ve Genetik Kod Konu Anlatımı

DNA ve Genetik Kod Konu Anlatımı

author
Admin
23/10/2024

Nükleotid, Gen, DNA ve Kromozom

 

Hücrenin yönetim merkezi çekirdek, canlıların en küçük yapı birimidir. Çekirdek içerisinde, hücrenin yönetimini gerçekleştiren ve canlıya ait kalıtsal bilgileri taşıyan yapılar bulunur. Çekirdek içerisindeki en büyük ve karmaşık yapı kromozomdur. Kromozomlar, DNA ve özel proteinlerin birleşmesiyle oluşur. DNA üzerinde kalıtsal özelliklere etki eden genler bulunur. Genler de nükleotid adı verilen moleküllerden oluşur. Bu molekülleri tek tek ele alacağız.

 

 

Kromozom

 

Kromozomlar, DNA ve özel proteinlerin birleşmesiyle meydana gelen yapılardır. Tüm canlılara ait saç rengi, göz rengi, cinsiyet gibi kalıtsal bilgilerin anne babadan çocuklara aktarılmasını sağlayan yapılara kromozom denir. Kromozomlar hücre çekirdeğinde yer alırlar. Çekirdeği bulunmayan hücrelerde kromozomlar sitoplazma içerisinde dağılmış halde bulunurlar.

 

Kromozomların şekli, büyüklüğü ve sayısı her canlı türünde farklı olmakla beraber, aynı zamanda da sabittir. Yani, aynı türe ait tüm canlılarda aynı sayıda kromozom bulunur. Örneğin, insanda 46 kromozom bulunurken sirke sineğinde 8 kromozom, kurbağada 26 kromozom, köpekte 78 kromozom, farede ise 42 kromozom vardır. Bunun yanı sıra, farklı canlı türleri benzer sayıda kromozoma sahip olabilmektedir. Örneğin, insanda, Kurtbağrı bitkisinde ve moli balığında 46 kromozom vardır. Ancak insan, Kurtbağrı bitkisi ve moli balığı aynı gelişmişlik düzeyine sahip değillerdir. Benzer şekilde, insanda 46 kromozom varken, köpekte 78, eğrelti otu bitkisinde 500 kromozom vardır. Fakat insan köpeğe ve eğrelti otu bitkisine göre daha gelişmiş bir canlıdır. O halde; kromozom sayısı ile canlıların gelişmişlik düzeyi arasında hiçbir ilişki yoktur. Önemli olan kromozomların yapısındaki kalıtsal bilgilerdir ve bu da canlıların kendisine özgüdür. Bazı canlılara ait kromozom sayılarını tabloda sizler için sunacağız.

 

Kromozom sayısı, canlıdaki hücre türüne göre de değişkenlik gösterir. Canlılarda iki çeşit hücre vardır: Bunlar vücut hücresi ve üreme hücresidir. Canlılardaki üreme hücrelerinde bulunan kromozom sayısı, vücut hücrelerindeki kromozom sayısının yarısı kadardır. Örneğin, insanın vücut hücresinde 46 kromozom varken, üreme hücrelerinde 23 kromozom vardır. Aynı şekilde köpeğin vücut hücresinde 78 kromozom varken, üreme hücresinde 39 kromozom vardır. Buna göre, canlılardaki vücut hücresindeki kromozom sayısı 2n ise, üreme hücresindeki kromozom sayısı n’dir.

 

Canlıya ait kromozom sayıları normal şartlarda değişmez. Kromozom sayısının radyasyon gibi çeşitli nedenlerle değişmesi, çeşitli kalıtsal hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilir.

 

 

DNA (Deoksiribo Nükleik Asit)

 

Kromozomlar üzerinde yer alan ve canlının özelliklerinin nesilden nesile taşınmasını sağlayan ipliksi yapıdaki kalıtım molekülüne DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) denir. DNA’nın en önemli görevi kalıtsal bilgileri saklamak ve nesilden nesile taşımaktır. DNA hücredeki yönetici moleküldür.

 

Hücrelerde DNA, kromozomun yapısında yer almaktadır. DNA çift zincirli sarmal bir yapıya sahiptir. DNA zincirlerinin bir anneden, diğeri de babadan yavruya aktarılır. Bu zincirler sarmal bir yapı oluştururlar. DNA zincirindeki merdiven basamağını andıran ve kalıtsal bilgilerin saklandığı bölgeler genlerdir.

 

Gen

 

Kromozomlar üzerindeki DNA’ların yapısında bulunan ve her biri bir karakterin ortaya çıkmasını belirleyen bölgelere gen denir. Genler kalıtsal bilgileri taşıyan bölgelerdir. Saç rengi, göz rengi, ten rengi, kan grubu gibi kalıtsal özellikler genler tarafından belirlenir.

 

Çevremizdeki canlıların birbirinden farklı olmasının nedeni genlerdir. Çünkü kromozomlar üzerindeki genler birbirinden farklıdır. Genler, DNA’nın en küçük yapı birimi olan ve nükleotid adı verilen yapılardan oluşur.

 

Nükleotid

 

DNA’nın en küçük yapı birimi olan ve genleri oluşturan yapıya nükleotid denir. Nükleotidler;

  • Bir adet fosfat,
  • Bir adet beş karbonlu Deoksiriboz şekeri ve
  • Bir adet organik bazın birleşmesiyle meydana gelen yapılardır.

 

Bir DNA’daki toplam nükleotid sayısı, toplam fosfat sayısına, toplam şeker sayısına ve toplam organik baz sayısına eşittir. Bu durum; Nükleotid Sayısı = Fosfat Sayısı = Şeker Sayısı = Organik Baz Sayısı şeklinde de ifade edilebilir. Örneğin; 800 adet nükleotid içeren bir DNA’da 800 adet fosfat, 800 adet şeker ve 800 adet organik baz vardır.

 

DNA’nın yapısında dört farklı nükleotid bulunmaktadır. Bu dört nükleotid aynı fosfat ve Deoksiriboz şekerinden oluşur. Nükleotidleri birbirinden ayıran, yapılarındaki organik bazlardır. Bu organik bazlar;

  • Adenin (A),
  • Timin (T),
  • Guanin (G) ve
  • Sitozin (S veya C) bazlarıdır.

Nükleotidler, yapılarındaki organik baza göre isimlendirilirler. Yapısında;

  • Adenin bazı bulunan nükleotid Adenin Nükleotidi,
  • Timin bazı bulunan nükleotid Timin Nükleotidi,
  • Guanin bazı bulunan nükleotid Guanin Nükleotidi,
  • Sitozin bazı bulunan nükleotid Sitozin Nükleotidi olarak isimlendirilir.

İki nükleotid bir araya gelerek DNA’nın yapısındaki genleri oluşturur. DNA molekülünü oluşturan zincirlerdeki nükleotidlerin alt alta dizilişlerinde belirli bir kural yoktur. Ancak iki nükleotidin yan yana (karşılıklı) bir araya gelmesi belirli bir kurala göre gerçekleşir. Buna göre; Adenin Nükleotidi Timin Nükleotidi ile, Guanin Nükleotidi Sitozin Nükleotidi ile eşleşir. Farklı bireylerde nükleotidlerin sayısı ve dizilişi farklıdır. Kimyasal bir bağ olan hidrojen bağı ile birbirine bağlanan nükleotitler DNA zincirini oluşturmaktadır. Bu dört nükleotidin farklı sıralarda dizilmesi ile de farklı DNA zincirleri meydana gelmektedir. Adenin ve Timin Nükleotidlerinin bir araya gelmesiyle bir gen meydana gelir. Aynı şekilde Guanin ve Sitozin Nükleotidlerinin bir araya gelmesiyle bir gen oluşur. Oluşan bu genler, yapılarındaki nükleotidlerde yer alan fosfat bağlarıyla birbirine bağlanarak DNA zincirlerini meydana getirir.

 

Adenin ve Timin Nükleotidlerinin arasında 2, Guanin ve Sitozin Nükleotidlerinin arasında 3 adet hidrojen bağı vardır. Bir DNA’da Adenin nükleotidi sayısı Timin nükleotidi sayısına, Guanin nükleotidi sayısı da Sitozin nükleotidi sayısına eşittir. Bu durumu; A=T ve G=C şeklinde de gösterebiliriz. Aynı şekilde bir DNA’da Adenin nükleotidi ile Guanin nükleotidlerinin toplamının Timin ve Sitozin nükleotidlerinin toplamına oranı 1’e eşittir.

 

Canlıların kalıtsal bilgilerinin taşındığı ve saklandığı yapıları en küçükten en büyüğe doğru sıralayacak olursak; fosfat, deoksiriboz şekeri ve organik bazın birleşmesiyle oluşan nükleotidler bir araya gelerek genleri meydana getirir. Oluşan genler birleşerek DNA zincirini oluşturur. DNA zinciri özel protein kılıfla birleşerek kromozomu oluşturur.

 

DNA’nın Yapısı

 

DNA, iki nükleotidin birleşmesiyle oluşan genlerin oluşturduğu çift zincirli sarmal bir yapıda olan kalıtım molekülüdür. Çok sayıda nükleotid birbirine bağlanarak nükleotid zincirini meydana getirir. Bir DNA’nın yapısında iki nükleotid zinciri bulunur. Nükleotid zincirleri, bir sarmaşığın dalları gibi birbirinin çevresinde dönerek sarmal oluşturur. DNA, kıvrımlı bir merdivene benzetilebilir. Merdivenin basamakları nükleotidlerden oluşan genlere, basamakları taşıyan yan kısımlar DNA’nın zincirlerine benzetilebilir.

 

DNA’nın Kendisini Eşlemesi

 

DNA çift zincirli bir yapıdadır. DNA’nın çift zinciri hücre içerisinde sarmal bir yapıda bulunur. DNA, ana canlıya ait kalıtsal bilgileri yavru canlıya aktarmak için kendini eşler. Başka bir deyişle, bir kopyasını oluşturur. DNA kendini eşleyeceği zaman, bu DNA zincirleri birbirinden ayrılmaktadır. Ayrılma ile oluşan her zincir kendini eşleyerek yine iki tane çift sarmal yapıda DNA oluşturmaktadır. DNA’nın kendini eşlemesi ile oluşan kopya sayesinde canlıya ait tüm bilgiler yavru hücreye aktarılmaktadır. DNA kendini eşlerken;

  • DNA’yı oluşturan zincirler bir fermuarın açılması gibi birbirinden ayrılır.
  • DNA zincirlerinin ayrılması sırasında fermuarın dişlerinin birbirinden ayrılması gibi nükleotidler de (aralarındaki hidrojen bağlarını kopararak) birbirinden ayrılır.
  • Ayrılan her bir nükleotidin karşısına hücre sitoplazmasında serbest halde bulunan nükleotidler belirli kurala göre (Adenin karşısına Timin, Guanin karşısına Sitozin) yerleşerek birbiriyle aynı özelliğe sahip (kopya) iki tane çift sarmal yapıdaki DNA’yı meydana getirirler.