Avrupa Maçlarını Geziye Dönüştür!
Avrupa Maçlarını Geziye Dönüştür!
Yaz günlerinin keyfi ve yüreği ısıtması artık sadece kaybettiğimiz yaz saati uygulamasında kaldı. Bunun üzerine izin günlerimizin de çoğunu kullandığımız gerçeği eklenince, önümüzde uzun molasız birkaç ay duruyor.
Yine de bütün ümidimizi yitirmeye gerek yok. Hayat her zaman fırsatlarla dolu ve tahmin ettiğinizden daha kısa kaçamaklarla biraz tatil yapmak mümkün. İşte bunlardan birisinden bahsedeceğim: Avrupa Kupası maçları.
Hafta içi günlerinin akşam keyfi maçların her birinin aslında uzun bir hafta sonu gezisine dönüşebileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Sadece televizyonda görebildiğiniz dünya yıldızlarını stadyumda canlı izlemek nasıl olurdu? Hem maç izleyip hem de o kenti gezmekle bir taşla iki kuş vurmak fena olmaz mıydı? Sizin için bu senenin en heyecanlı Avrupa kupası maçlarını ve oynanacakları kentleri derledik.
1) Atina
Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden Olympiakos, Arsenal’i kendi sahasında 3-2 yenerek epey ses getirmişti. İkinci tura çıkması kesin gözüken takımın maçlarını oynadığı 32 bin kişilik Karaiskakis Stadyumu, Atina’da bulunuyor.
Maçı bekleyene kadar ise Akropol Müzesini gezebilir, Olympiakos Takımı’nın kupalarını ve tarihini kendisine adanan müzede keşfedebilir ve kalan zamanlarda bol bol balık ve Akdeniz yemeği yiyebilirsiniz.
2) Viyana
Avrupa Ligi E Grubu’nda mücadele eden Viyanalı takım Rapid Wien, 12 puanla gruptan çıkmayı haftalar önce garantiledi. İlerleyen turlarda Fenerbahçe ya da Beşiktaş’ın rakibi olur mu bilinmez, ama önünüzde zorlu bir seçim var: Arkafonda Mozart ve Beethoven eşliğinde bir elit kafede kahvenizi yudumlayıp kek mi yiyeceksiniz yoksa kendinizi futbolun ateşine bırakıp konser gibi maç izleyen Avusturyalı taraftarlara bir ders mi vereceksiniz?
Ayrıca zamanınız olursa mutlaka Leopold Müzesi, Hofburg Sarayı ve eski şehri (Innere Stadt) ziyaret edin ama dikkat: Her arada kahve ve kek keyfi yapıp maçı kaçırmayın!
3) Napoli
İşte maç kaçırtan bir şehir daha! İnsan böyle bir tabağı nasıl dolu bırakabilir Tanrı aşkına! Biliyorum, Napoli deyince aklınıza o sos geliyor ama aslında Napoli’de varsa yoksa deniz ürünleri! Afiyet olsun efendim. Sonrasında da bir maça gidip kurtlarınızı dökün.
İzleyeceğiniz takım ise Avrupa Ligi D Grubu’nun ezici çoğunlukla lideri Napoli. Eğer Napoli’yi tutacaksanız (aslında tutmasanız da tehlike anında işe yarayabilir) önce biraz Napoli tezahüratı öğrenmekte de fayda var, taraftarı takımına epey bağlı.
4) Manchester
Sizce de futbol tanrıları bu şehri yaratırken biraz kıyak geçmemiş mi? Bir yandan Manchester United, diğer yandan Manchester City, kentin futbolla yatıp futbolla kalkması için başarıdan başarıya imza atıyor. An itibariyle her iki takım da Şampiyonlar Ligi’nde ikinci tura çıkmak için büyük avantaj elde etmiş durumda ve herhangi birisini (ya da her ikisini) bu seneki finallerde görmememiz için hiçbir neden yok.
İster Old Trafford’da Manchester United’ı, ister Manchester Kent Stadyumu’nda Manchester City’i izlemeye gidin, şuralar da aklınızda olsun: Chill Factore kapalı kayak pisti, Ulusal Futbol Müzesi ve kentin en büyük dönmedolabı Manchester Wheel.
5) Kiev
Rusya bizden yine vize isteyecekmiş… kime ne! Onların CSKA’sı Zenit’i varsa, Ukraynalıların da Dinamo’su Shakhtar’ı var! Her iki takım da Şampiyonlar Ligi İkinci Turu’na çıkabilmek için son mücadelelerini veriyor. Dinamo Kiev’e destek olmak için de gelebilirsiniz ya da belki takım Avrupa Ligi’ne düşer de bir Türk takımına rakip olur. Artık buraya yolunuz niye düşer bilmiyorum.
Kısıtlı vaktinizde yapabileceğiniz şeyler arasında ise Ukrayna Devlet Havacılık Müzesi’nde eski Sovyet uçaklarını keşfetme, eski İstanbul’un (Konstantiniye) ana kapısının imitasyonu olduğu rivayet edilen Altın Kapı’yı ziyaret ve Musafir Lokantası’nda ilginç (!) Ukrayna (ve neyse ki Ukrayna olmayan) yemeklerini tatmak var.
6) Barcelona
Buraya şehrin tarihini ve arkeoloji müzelerini incelemek için gelmediniz. Buraya takımınızın kazanmasını desteklemek için de gelmediniz. (Zaten büyük bir ihtimal kaybedecek) Buraya ne dünyanın en iyi takımlarından birisi olan Barcelona’yı ne de onun ihtişamlı stadyumu Nou Camp’ı görmeye de gelmediniz. İtiraf edin, Messi’ye geldiniz. Çünkü artık o tıpkı Pele ve Maradona gibi efsane mertebesine çoktan ulaştı. Ve Messi’yi hala sahadayken görenler arasına katılmak bir futbolsever için unutulmayacak bir deneyim.
Eğer gözünüz Messi’den başka bir şey görürse, siz yine de şunlara bir bakın derim: Picasso Müzesi, Casa Batlló, Park Güell ve Gotik Şehir.
7) Porto
Atlas Okyanusu sizi çağırıyor! Şampiyonlar Ligi’ne en çok katılan ekiplerden birisi olan Porto, 2 kez Şampiyonlar Ligi’ni, 1 kez de Süper Kupa’yı kazanmış. Grup G’de Chelsea ile birlikte aynı puanla ikinci olan takımının turnuvada daha ileri turlara çıkması hiç de hayalci bir tahmin değil.
Leziz ve ucuz Portekiz yemeklerinden ve şaraplarından kendinizi alabilirseniz size 3 tavsiyem var: Keyif ve şehir manzarası için Dom Luis Köprüsü’ne yakın fado çalan bir deniz ürünleri lokantası, Avrupa’nın en büyüklerinden biri olan Sea Life Porto Akvaryumu ve şehrin bir başka güzel manzarası için Clerigos Kulesi.
8) Basel
Avrupa Ligi finalisti, 18 Mayıs 2016 günü İsviçre’nin Basel kentinde yapılan karşılaşmanın ardından belli olacak. Karşılaşmanın yapılacağı 36 bin seyirci kapasiteli St. Jakob-Park Stadyumu, Basel takımına ait.
Basel’in bir seçimler şehri olduğunu daha uçaktan iner inmez anlayabilirsiniz: Hangi ülkeye geçeyim? İsviçre, Fransa ve Almanya’nın kesişme noktasında bulunan kent bir anlamda üç ülkenin de seçeneklerini önünüze sunuyor. Almanya’nın düzeni, Fransa’nın kültürünü ve İsviçre’nin doğasından bir üçleme sunayım ben de size: Fischerstube Bira Fabrikası gezisi, Karikatür ve Çizgi Roman Müzesi ziyareti ve Wiese Nehri kıyısından Kara Ormanlar yürüyüşü.
9) Milano
Şampiyonlar Ligi finali, 28 Mayıs 2016 günü İtalya’nın Milano kentinde yapılacak. Karşılaşmanın yapılacağı 80 bin seyirci kapasiteli Giuseppe Meazza Stadyumu, Milan takımına ait.
Her ne kadar Milan şu aralar kendini dünya modasında edindiği yerle duyursa da, önemli bir Rönesans ve Yeni Çağ kenti olduğu unutulmamalı. Aslına bakarsanız, kentin müzelik binaları ve dokusu size bu gerçeği her an hatırlatıyor. Biraz daha fikir sahibi olmak isteyenlere: Dünyanın en eski (1877’de açılmış) AVM’lerinden biri olan Galleria Vittorio Emanuele II’de alışveriş yapabilir, şehrin eski (1807’de açılmış) büyük stadyumu Arena Civica’da konsere gidebilir ya da Santa Maria delle Grazie Kilisesi’nde (1490’da açılmış) Leonard da Vinci’den kalma Son Akşam Yemeği tablosunu görebilirsiniz.
10) Trondheim
Avrupa Süper Kupası, 9 Ağustos 2016 günü Norveç’in Trondheim kentinde gerçekleşecek futbol düellosu sonunda sahibini bulacak. Karşılaşmanın yapılacağı 21 bin 600 seyirci kapasiteli Lerkendal Stadyumu, Rosenborg takımına ait.
Bu kupa maçı bir anlamda Avrupa’da futbol karşılaşması sezonunu kapanışı gibi bir özellik taşıyor. Yazının bu son görselini futbolseverleri değil, bütün bir sezon boyunca sırf sevgililerine ya da kocalarına destek olacağım diye stadyumlarda ve televizyon başında saatlerce 22 adamın koşuşturmacasını seyretmek zorunda kalan kadınları düşünerek seçtim.
Deneyimle sabittir ki, Ağustos ayı Norveç’te uzun bir yürüyüş sonrası fjord karşısında oturmak kadar keyifli ve dinlendirici çok az şey vardır. Bu pahalı ülkede siz de Norveçlilerin birçoğu gibi bir piknik sepeti edinin ve içini doldurun yabani çileklerle, beyaz şaraplarla ve her seferinde yadırgayacağınız tatlı kahverengi peynirli sandviçlerle! Önünüzde futbolsuz sadece 1-2 hafta olacak. Keyfini çıkarın!