Sürgün – Refik Halit Karay
Sürgün – Refik Halit Karay
Suriye’ye sürgüne gönderilmiş bir subayın bu coğrafyada yaşadığı ilginç olaylar kitabın konusunu oluşturmaktadır. Hilmi Efendi mesleğinde başarılı bir yüzbaşıdır. Ancak birtakım olaylar sonucunda sürgüne gönderilmiştir. Suriye’ye sürgüne gönderilen Hilmi Efendi bu topraklarda öncelikle çok yalnızlık çeker. Daha sonra bir arkadaşına denk gelir.
Arkadaşının adı ise Çopur Ati’dir. Onunla birlikte gazoz işine giren Hilmi Efendi biraz para biriktirmeyi başarmıştır. Daha sonra arkadaşları ile siyasi tartışmalara da girmiştir. Bu esnada eşiyle de mektuplaşmayı sürdürmektedir. Kızı Seher’in sürekli dışarıda olduğunu ve eve gelmediğini öğrendiğinde İstanbul’a gitmek için çeşitli çarelere başvurur. Arkadaşı olan İrfan ise iş bulmak için bu esnada Halep’e gelmiştir.
İş bularak Hilmi Efendi’yi de yanına alacaktır. Fakat istediği gibi iş bulamaz. İrfan bu esnada şarkıcılık yapan Nevber isimli bir kıza âşık olmuştur. Nevber’in ise psikolojik sorunları bulunmaktadır. Halep’e arkadaşları ile gelen Hilmi Efendi ise bu sırada arkadaşı İrfan’ı görmek ister. İrfan ona herkesin bayıldığı ve âşık olduğu Nevber isminde bir kadının sahne alacağı bir yere gitmeyi teklif eder. Hilmi Efendi de bu kadar güzel olan bir kadını merak eder. Eğlence yerine geldiklerinde ise Hilmi Efendi’yi büyük bir sürpriz beklemektedir. Nevber isminde sahne alan kadın kendi öz kızı Seher’dir.
Ana Fikir
Sürgün sonucunda maddi ve manevi yıkıma uğrayan insanların iç yaşamlarındaki yıkım kitabın ana fikri olarak görülmektedir.
Romandaki Karakterler
Hilmi Efendi: Sürgüne gönderilen bir yüzbaşıdır. Sürgün sonrasında maddi ve manevi anlamda yıkım yaşar.
Seher: Hilmi Efendi’nin kızıdır. Evden kaçmış ve başına buyruk yaşamaya başlamıştır.
Yazar Hakkında
1888 yılında doğan yazar, Türk edebiyatı için çok sayıda önemli eser kaleme almıştır. Özellikle her dönemde yazıları yüzünden sürgüne gönderildiğinden gittiği coğrafyaları eserlerinde başarıyla aktarmıştır. 1938 yılında Türkiye’ye dönen Refik Halit, bu tarihten sonra melodram ve aşk öykülerine ağırlık vermiş ve eserlerinde bu temaları ana konu olarak işlemiştir. Keskin bir dili olduğu için mizah yazıları da kaleme almıştır. Eserlerinde sade ve akıcı bir dil kullanmış, özellikle aşk romanlarında geniş okur kitlelerine ulaşmıştır.