Tavsiyemiz
Filtreler
Hizmet Kategorileri
Sağlık
blog-image tavsiyemiz

Küba’da Gezilecek Yerler

Küba’da Gezilecek Yerler

author
Admin
14/10/2024

Küba’da Gezilecek Yerler

UNESCO tarafından dünya mirasları listesine alınan şehirlerini saymakla bitmeyen Küba’da gezilecek yerler listemiz maceralarla dolu. Latin ezgilerine doyup salsa yapmadan duramayacağınız, ünlü Küba purolarının yetiştirildiği tütün tarlalarının yanı sıra şeker kamışı vadilerinin altını üstüne getireceğiniz, Che ile devrimin izlerini takip edip Karayipler ve Atlantik Okyanusu’nun tadını çıkaracağınız bir Küba gezi rehberi hazırladık.

Küba denilince akla gelen ilk şehir olan başkent Havana tabii ki Küba’da gezilecek yerler listemizin başında geliyor. Havana şehri iki bölgeye ayrılmış. Bunlardan biri günümüzde yerellerin yaşadığı Centro Habana bir diğeri ise Küba denince aklımıza gelen ikonik yapıların olduğu Havana Viaje. Eski Havana yani Havana Viaje’yi anlatmak yerine 1982 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine girdiğini söylesek yeterlidir diye düşünüyoruz. Rengarenk sokaklarını keşfetmeye doyamayacağınız Eski Havana eskiden bir kale şehirdi. Havana sokaklarında dolaşırken klasik eski Amerikan arabalarından tutun da Latin müziğinin kıvrak tınısına dayanamayan Kübalılara burada her şey mümkün diyeceksiniz!

Havana’da Gezilecek Yerler

Havana’yı gezmeye eski şehirden başlayıp vaktiniz kalırsa Centro Habana’ya geçmenizi öneririz. Havana turu için 2 ya da 3 gün ayırmak yeterli olacaktır. Küba devrimi ve yakın tarihi ile ilgili merak ettiğiniz tüm bilgileri bulabileceğiniz Devrim Müzesi ve Che ile Camilonun siluetlerinin duvara işlendiği ve meşhur fotoğraf karelerinin çekildiği Devrim Meydanından tutun da Atatürk’ün de büstünün yer aldığı Liderler Parkına Havana için devrim şehri desek yeridir. Kristof Kolomb’un naaşının bulunduğu Havana Katedrali’nin yer aldığı cadde olan Plaza de la Catedral, antika pazarlarının ve Şehir Müzesinin bulunduğu Plaza de Armas ve şehrin gözlem tepesi Camara Obscura’nın yer aldığı Plaza Vieja şehrin ana caddelerinden.

Kıtanın en eski taş kalesi olan Castillo de la Real Fuerza ise zamanında şehrin merkezine korsanlardan korunmak için yaptırılmış ve içerisinde korsan eşyalarının yer aldığı bir müze de bulunuyor. Havana’da en sevdiğimiz müze ise tabiki Museo Nacional de Bellas Artes yani Güzel Sanatlar müzesi. 1920’lerden kalma tarihi bir binanın içerisinde konumlanmış olan eserlerin birçoğu antik Roma ve Mısır İmparatorlukları döneminden geliyor. Ayrıca ünlü Latin kökenli ressamların eserleri de bu müzede yer alıyor.

Eğer Havana’nın en meşhur oteli olan Hotel Nacional’da konaklayamıyorsanız, içerisindeki restoranda Karayip Denizinin muhteşem manzarasına karşı güzel bir akşamüzeri içkisi yudumlayıp ardından rotanızı şehrin belki de en işlek caddelerinden bolca alışveriş yapıp birçok mekan keşfedebileceğiniz Obispo’ya çevirmenizi öneririz. Havana’nın en turistik caddesi diyebileceğimiz Obispo’da meşhur Küba fotoğraflarında gördüğünüz rengarenk kıyafetli ve ellerinde purolar olan kadınlarla adamları her yerde bulabilirsiniz. Plaza de Armas’taki hediyelik eşya satan mağazalardan meşhur Küba yelpazesi, bandanası veya elbisesi alıp mutlaka bir fotoğraf çekilin deriz. Tabi her bir kaldırımda duyacağınız sokak sanatçıları da ayrı bir keyif katacak.

Rengarenk caddeleri, duvarlardan fırlayan sokak graffitileri ve kendini salsa ritmine kaptırmış sıcak kanlı Kübalıları ile Havana en sevdiğimiz şehirler arasına girdi bile.

Vinales

Küba denilince akla ilk gelenlerden puroların üretim merkezi diyebileceğimiz Vinales, aslında Pinar del Rio bölgesinde yer alan ve çeşitli tütün tarlalarının bulunduğu küçük bir vadi. Yaklaşık 300 milyon yıl önce meteorların dünyaya çarpması ile oluşmuş bu vadi, doğal güzelliklerinin ve biyo-çeşitliliğin korunması adına 1979 yılında UNESCO tarafından korunmaya alınmış. Dünyada sadece Vietnam, Kamboçya ve Küba’da görebileceğiniz bu meteordan oluşmuş kayalık-dağların Vinales için bir diğer önemi de dünyanın en büyük ‘mural’ına sahip olması.

Yapımına 1960 yılında başlanan ve 4 senede tamamlanan, 120 metre boyundaki Prehistorico, dünyanın en büyük duvar resmi olma unvanını taşıyor. İnsan evrim sürecini anlatan bu devasa muralı görmeden dönmeyin deriz. Tütün çiftliklerinde yapım süreçlerini görüp ardından bolca tadabileceğiniz puroların yanı sıra mağaralarında kano yapmak, vadi boyunda dolaşmak ve Küba çiftçilerinin yaşamlarını deneyimlemek için Vinales şehri harika bir fırsat.

Trinidad

1500’lü yılların başında kurulmuş ve İspanyol esintileri taşıyan kolonyal yapısını nerdeyse hiç bozmamış olan Trinidad, Küba’nın en eski yerleşim yeri. 1988 yılında UNESCO Kültür Mirası listesine giren bu küçük kolonyal şehir Trinidad’ta görülecek yerler nostaljik tren turlarından, şeker kamışı vadilerine saymakla bitmez.

Rengarenk boyanmış evleri ve sıcacık insanları ile deyim yerindeyse hepimizin içini ısıtan bu küçük kasaba alında şeker kamışı tarlaları ile tanımış. Günümüzde çeşitli turlara katılarak ziyaret edebileceğiniz bu şeker kamışı tarlaları, döneminde meşhur İspanyol aileler tarafından yönetilmiş ve birçoğunun evi de müzeye çevrilmiş. Gezmesi oldukça kolay ve eğlenceli olan Trinidad’ta 2 ana meydan var diyebiliriz; Müzelerin ve Trinidad Kilisesinin bulunduğu müzelerin olduğu Plaza Mayor ve yerel halkın turistlerle karıştığı, birçok çarşı ve hediyelik eşya dükkanının yer aldığı Calle Francisco Javier Zerquera. Özellikle sanatseverlerin ilgisini oldukça çekeceğini düşündüğümüz 19. yüzyıl antika eşyalarına, tablo, heykellere ev sahipliği yapan Museo Romantico ve şehre tepeden bir bakış atmanızı sağlayan devrim müzesi Museo Nacional de la Lucha Contra Bandidos’u ziyaret etmenizi öneririz.

Akşam için ise müziğin hiç susmadığı bir sokak olan Casa de la Musica ve Küba’ya yaraşır eğlencesiyle mağaranın içerisindeki gizli Cueva de Alvala kendini müziğe bırakmak isteyenlerin ilk adresi olmalı. Ayrıca eğer yeterince vaktiniz varsa Trinidad merkeze yalnızca birer saat uzaklıktaki Playa Ancon plajı ve Blanyo de Caslida adasında Karayip Denizi’nin masmavi sularının tadını çıkarabilirsiniz.

Santa Clara

Küba denilince akla Che Guevara, Che denilince de Santa Clara gelmeli. Küba Devriminin gerçekleşmesi için gerekli 1958’deki son savaşın yapıldığı şehir olan Santa Clara, Küba yakın tarihinin belki de en önemli şehri. Santa Clara’da Küba Devriminin lideri Ernesto Che Guevara’nın naaşı, mozolesi ve şahsi eşyalarının yer aldığı bir müze bulunuyor. 1967’de Bolivya’da öldürülen Che’nin kemiklerinin bulunması ve Santa Clara’ya getirilmesi 1997 yılını buluyor. Anıt mezarının önünde ise ‘Zafere Kadar Daima’ sözü ve asla sönmeyen bir meşale yer alıyor. Küba Devrimini anlamak ve yakın tarihin izlerine tanıklık etmek isteyen herkesin Santa Clara şehrine vakit ayırmasını öneririz.

Cienfuegos 

1819 yılında Fransız göçmenler tarafından Karayiplerin kıyısına kurulmuş, Fransız mimarisinden izler taşıyan kolonyal bir şehir olan Cienfuegos, 2005’ten itibaren birçok diğer Küba şehrinin de yer aldığı UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. Küba’ın en yeni yerleşimlerinden olan ve şeker kamışından tütüne ve kahveye daha birçok deniz aşırı ürünün ticaretinin gerçekleştiği Cienfuegos’da gezilecek yerler için yalnızca birkaç saat ayırmanız yeterli olacaktır.

Varadero

Küba’nın güneyindeki Karayip Denizinin yanı sıra kuzeyinde yer alan Atlantik Okyanusu da bu tatilin favori noktalarından olabilir. Bembeyaz kumsalı ve turkuazın tonlarına doyamayacağınız okyanus kıyısı ile Varadero, 1960’lara kadar Amerikalı zengin ailelerin yazlık evlerine sahiplik ederken, günümüzde Küba’da bulunan turistlerin en yoğun olduğu noktalardan. Yaklaşık 25 kilometrelik bu plajları görüp masmavi okyanusta yüzmeden dönmeyin deriz.

Jaimanitas

Jaimanitas, nam-ı diğer Fusterlandia, başkent Havana’nın yaklaşık yarım saatlik araba yolculuğu ile kuzeyinde bulunuyor. Eskiden bir balıkçı köyü olan Jaimanitas, Küba’nın ünlü seramik sanatçısı Jose Rodriguez Fuster’in ellerine bırakılmış ve köye tamamen mozaiklerden oluşan bir görünüm kazandırılmış. Barcelona’nın Gaudi tarzı yapılarına benzetilen Fusterlandia, başta Jose Fuster’ın kendi evini bu mozaik harikasına çevirmesi ile başlamış ve köyün geri kalanının teker teker işlenmesi ile devam etmiş.Küba’nın içerisinde apayrı bir görsel şölen yaşayabileceğiniz Jaimanitas, bizce özellikle sanat meraklıları için mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor.

Las Terrazas

Havana’ya yaklaşık 30 dakika mesafedeki bir başka önemli kasaba olan Las Terrezas, meşhur Küba kahvesinin çekirdeklerinin yetiştirildiği bölge. Vinales’e giderkenki yol üzerinde yer alan Las Terrezas, bir süre Fransızlar tarafından kullanılmış. Fransızların terk etmesi ile fakirleşen bölge, Fiedel Castro tarafından yeniden inşa ettirilmiş. Sadece 10 sene içerisinde yaklaşık 7 milyon ağaç ekilen Las Terrazas günümüzde UNESCO’nun biyosfer rezervleri listesinde yer alıyor. Las Terrazas sadece kahve çekirdeklerinin yetiştiği muhteşem doğasıyla değil zipline, tırmanış, binicilik gibi birçok etkinliğe de bünyesinde yer veriyor.