Tavsiyemiz
Filtreler
Hizmet Kategorileri
Sağlık
blog-image tavsiyemiz

Budapeşte’de Gezilecek Yerler

Budapeşte’de Gezilecek Yerler

author
Büşra Üzüm
01/11/2024

Tuna’nın incisi ve aşıklar şehri adlandırmalarını sonuna kadar hak eden Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de gezilecek yerlerden en unutulmazlarını listeledik. Barok, gotik, neo-rönesans mimarinin izlerini sürdüren ve birer açık hava müzesini andıran sokakları, yıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kültürleri, hamamları, ruin barları, dünyaca ünlü Sziget Festivali ve daha birçoklarıyla Budapeşte gezi rehberimiz çoktan hazır!

 



Parlamento Binası (Az Orszaghaz)

 

Budapeşte’nin ikonikleşmiş nehir manzarasının yıldızı olarak kabul edebileceğimiz Parlamento Binası’nın yapımına 1885 yılında başlanmış ve neo-gotik bir tasarımla dizayn edilen bina 1902 yılında tamamlanmış. Günümüzde hala Macaristan Ulusal Meclisi’ne ev sahipliği yapan Parlamento Binası, 18 bin metrekarelik devasa yapısının yanı sıra içerisinde yer alan 200’den fazla sanat eseri ve işlemelerinde kullanılan 40 kilogram altın ile dünyadaki diğer yönetim yapılarından kolaylıkla sıyrılıyor. Dünyanın en büyük 3. parlamento binası olan yapı din ile devlet işlerinin birbirinden ayrıldığını göstermek adına, Aziz Stephan Katedrali ile aynı yükseklikte olacak biçimde inşa edilmiş. Parlamento Binasının içerisini rehberli turlar ile gezmek mümkün. 691 odanın yer aldığı binada biz gözlerimizi Macar Kraliyet Ailesinin mücevherlerinden alamadık.

 

Buda Kalesi & Labirintus (Buda Kalesi Labirentleri)

 

13. yüzyılın ortalarında şehri korumak adına Buda Tepesi’ne inşa ettirilen Budavari Palota yani Buda Kalesi, Avusturya-Macar İmparatorluğu döneminde kraliyet ailesine ev sahipliği yapmış. Orta Çağ mimarisinin yanı sıra 18. yüzyılda yenilenen kalede Barok tarz öncelikli olarak kullanılmış. Günümüzde şehrin kültür merkezlerinden biri olarak kabul edebileceğimiz kalenin içerisinde Budapeşte Tarih Müzesi, Macar Askeri ve Tarih Müzesi, 14. Ve 15. yüzyıla ait eserlerin sergilendiği Macaristan Ulusal Galerisi, Ulusal Szechenyi Kütüphanesi ve Ulusal Müzik Müzesine ev sahipliği yapıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesine giren ve koruma altına alınan Buda Kalesinden dönmeden hemen arkasında yer alan ünlü Matthias Çeşmesine uğrayın. İnanışa göre çeşmeye atacağınız bozuk paralar, Budapeşte’ye tekrardan gelmenizi sağlayabilirJ

Buda Kalesi’nin arazisinde yer alan Labirintus, Macar Kralı Mattias’ın isteği ile Vlad Tepes yani Drakula’yı esaret altına almak için yaptırılmış. Trinity Meydanının yanında yer alan bir mağaranın içerisindeki labirent zindanları gezmek için rehberli turlara katılmanız yeterli olacaktır.

 

Balıkçı Tabyası (Halaszbastya)

 

Buda Tepesinde, Buda Kalesi ve Matthias Kilisesi’nin hemen yanında yer alan Balıkçı Tabyası, 19. Yüzyılın sonunda inşa edilmiş. Tuna Nehri üstünden Parlamento Binası’nın büyüleyici manzarasına ev sahipliği yapan Balıkçı Tabyası, neo-gotik mimaride tasarlanmış ve şehrin gelişmesinde büyük katkısı olan balıkçılara adanmış. Tavsiyemiz Buda Tepesine çıkacaksanız Balıkçı Tabyasını en sona bırakmanız. Gün batımının büyüleyici manzarasında şahit olacağınız Budapeşte’nin panoramik görüntüsünün yerini hiçbir şey tutmayacak.

 



Zincirli Köprü (Szechny Lancid)

 

Buda ve Pest yakalarını ayıran Tuna Nehrinin üzerinden geçerek birleşmelerini sağlayan Zincirli Köprü’nün yapımına 1840 yılında başlanıp 1849’da tamamlanmış. İngiliz mimar William Clark’ın tasarladığı köprü, yine Londra’daki Marlow Köprüsü ile benzer yapılarda. İki ucunda altın aslan heykellerinin yer aldığı köprü Szechenyi Istvan ve Clark Adam Meydanlarını birbirlerine bağlıyor. Avrupa’nın en uzun asma köprüsü olan Zincirli Köprünün bir ucundan öbürüne yürüyerek geçebilir ve Budapeşte’yi büyüleyici Tuna nehriyle birleştiren manzarasından da görebilirsiniz.

 

Tuna Kıyısındaki Ayakkabılar (Cipok a Duna Parton)

 

Zincirli Köprü’nün yakınında ve Parlamento Binası’nın karşısına konumlanmış olan Tuna Kıyısındaki Ayakkabılar eseri 2005 yılında yaratılmış. Eser Tuna Nehri kıyısına konumlanmış olan 60 çift demir ayakkabı, 1940’lı yıllarda Nazi askerleri tarafından öldürülen Budapeşteli Yahudiler anısına Can Togay ve Gyula Pauer tarafından yaptırılmış. İnsanlığı anlamak ve nehrin hüzünlü görüntüsüne şahit etmek için şehrin belki de en çarpıcı anıtı olan Tuna Kıyısındaki Ayakkabılar eserini mutlaka ziyaret edin.

 

Gellert Hill (Gellert Tepesi)

 

Budapeşte’yi kuş bakışı bir manzarayla izlemek isteyenlerin favorilerinde ilk sıraları alabilecek Gellert Tepesi, şehrin birçok noktasından rahatlıkla görülebilen Özgürlük Anıtı ile tanınıyor. Macaristan’ın bağımsızlığını temsil eden ve 1947’de inşa edilen Özgürlük Anıtı, döneminde kenti Nazi işgalinden kurtaran Sovyetler için hazırlanmış. Elizabeth (Erzsebet) Köprüsünden yürüyerek de ulaşabileceğiniz ve tepeye adını da veren Aziz Gellert Anıtı da bölgede görebileceğiniz bir diğer önemli yapı.

 

Market Hall

 

Bir şehri gezerken belki de en keyif aldığımız noktalar, çarşı ve pazarları. Budapeşte’nin en ünlü pazarı olan Market Hall ya da Büyük Market, 3 katlı görkemli yapısı ve rengarenk dış mimarisi ile kalbimizi fethetti. 1897 yılından beri hizmet veren kapalı bir çarşı olan Market Hall’ın içerisinde taze meyve-sebze bulabileceğiniz manavlardan şarküterilere, günlük et gelen kasaplardan çiçekçilere, el emeği ürünlerden ikinci elçilere ve hediyelik eşya dükkanlarına yok yok. Hem Budapeştelileri hem de kültürlerini yakından tanıyıp bir de hatıralık eşya almadan dönmeyeyim diyorsanız, Market Hall’a bir bakın deriz.

 

Andrassy Utca (Andrassy Caddesi)

 

Budapeşte’nin Şanzelize’si olarak da bilinen merkez alışveriş caddesi olan Andrassy Utca, 19. yüzyılın sonlarında şehir meydanından Kahramanlar Meydanına kadar uzanıyor. Araç trafiğine kapalı olan, iki yanı tarihi binalar ve yeşillikler ile süslü Andrassy Caddesi dünyaca ünlü lüks markaların mağazalarından yıldızlı restoranlara ev sahipliği yapıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesine yerleşmiş olan Andrassy Caddesi üzerinde Budapeşte Opera Binası, Müzik Akademisi, Zoltan Kodaly Anıt Müzesi, Güzel Sanatlar Üniversitesi, tarihi Callas Restaurant ve Terör Müzesi (Terror Haza)’nin yanı sıra aynı zamanda Doğu Avrupa’nın ilk yer altı metrosuna da ev sahipliği yapıyor.


Kahramanlar Meydanı (Hösök Tere)

 

Budapeşte’nin UNESCO Dünya Mirası Listesine girerek koruma altına alınan Hösök Tere yani Kahramanlar Meydanı, Andrassy Caddesi’nin sonunda yer alıyor. 19. yüzyılın sonunda inşa ettirilen meydanın ortasında Macarların bölgeye gelişinin 1000. yılı anısına yaptırılmış olan Milenyum Anıtı, Macar Prens Arpad, Macar Kralları ve 6 Macar Savaşçısı heykelleri yer alıyor. Tam ortada bulunan 36 metrelik Cebrail heykelini ise görmemek mümkün değil. Yapıldığı tarihten beri resmi kutlamaların gerçekleştirildiği meydan aynı zamanda Budapeşte’nin mutlaka görülmesi gereken sanat galerileri olan Güzel Sanatlar Müzesi ve Mücsarnok’a da ev sahipliği yapıyor.


St. Stephen Katedrali (Szent Istvan Bazilikası)

 

Budapeşte’nin en büyük dini yapısı olan Aziz Stefan Bazilikası olarak da bilinen St. Stephen Katedrali’nin yapımına 1851 yılında başlanmış ve 50 yılı geçkin bir süre sonrasında 1906 yılında tamamlanmış. Eski şehir merkezinde yer alan Szent Istvan Bazilikası tam 96 metre yüksekliğindeki kubbesinin tepesine çıkmamızı sağlayacak asansör de şehri kuş bakışı görmeye imkan tanıyor. Neo-rönesans mimari stili ile inşa edilen St. Stephen Katedrali aynı zamanda Macar Krallığının kutsal dini eserlerine de ev sahipliği yapıyor.

 

Szechenyi Termal Kaplıcaları (Szechenyi Fürdö)

 

Szechenyi Hamamı olarak da bilinen kaplıcalar, toplam 18 termal havuzu ile Avrupa’nın en büyük tıbbi amaçlı kullanılan kaplıcaları olarak biliniyor. Fizik tedavi amacıyla Avrupa’nın birçok kesiminden gelen kişi yıl boyunca bu kaplıcaları kullanabiliyor. Budapeşte’ye özellikle de kış aylarında gidiyorsanız Szechenyi Kaplcalarına mutlaka gidin ve kar yağarken ısısı 30 derecenin üzerinde olan havuzların tadını çıkarın deriz.

 

Vaci Utca (Vaci Caddesi)

 

Budapeşte’nin bir diğer alışveriş caddesi olan Vaci Utca, şehir merkezi olan Deak Ferencter’de yer alıyor. Araç trafiğine kapatılmış olan caddede yol boyunca hem dünyaca tanınmış hem de yerel birçok mağazanın yanı sıra Hermes, Küçük Oğlan ve Balıkçı Kız Çeşmeleri de yer alıyor. Elizabeth Köprüsü’ne uzanan cadde 18. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmış. Alışverişinizi yaptıktan sonra Vaci Caddesi’nin rengarenk kafelerinden birinde soluklanabilirsiniz.