Balkanlara Uçakla Gidin, Arabayla Gezin
Balkanlara Uçakla Gidin, Arabayla Gezin
Bölgenin nispeten ucuz olması ve Türkiye’den vize istememesi, Balkan ülkelerini çekici hale getirdiği bir kesin. 8 gün boyunca 4 farklı ülkeyi arabayla gezmiş biri olarak, anlatacaklarım var.
Tura Uçakla Başlayın
Türkiye’den sınır geçmemek için oldukça fazla nedeniniz olabilir. Bunların en başında ise benzin parası geliyor. Gideceğiniz ilk ülkeye uçakla gidip, dönüşünüzü de yine arabasız yapmak oldukça mantıklı. Bu, hem zaman hem de ekonomik kazanç anlamına geliyor.
Araba Gerçek Bir İhtiyaç
Uçaktan indikten sonra araba kiralarken unutmamanız gereken konuların başında sigorta yaptırmak geliyor. Gezimize başlamadan önce araç kiralama işlemlerimizi gerçekleştirirken full sigorta yapmak en iyi seçim. Araba kiralamak, benzin ve sigorta işlerinizi ucuza çözebilirsiniz.
Ülkeler Arası En Hızlı Ulaşım Nedir?
Balkanlar oldukça dağlık ve engebeli bir coğrafya üzerinde kurulu. Trenler sayısızca tünele girip çıksa da eski ve sefer sayısı çok az. Ülkeler arası araçla çok uzun mesafe olmadığı için uçaklar pahalı ve genellikle aktarmalı. Balkanlar içindeki en hızlı ulaşım kesinlikle araba. Biz Sarajevo – Dubrovnik (maks 5 saat) / Dubrovnik – Kotor (maks 2 saat) / Kotor – Belgrad (10 saat) / Belgrad – Sarajevo yaptık. Bu rotayı trenle veya uçakla yapmaya kalksak, tren saatlerini kendimize uyumlu hale getirmek için programımızdan vazgeçebilirdik ya da uçağa çok fazla para verebilirdik. En mantıklısı, yukarıda da dediğim gibi, uçakla varacağınız yere gidip sonrasında araç kiralamak.
Navigasyon vs Yol Haritası vs Tabelalar
Yurt dışında internet kullanımı oldukça pahalı. Offline bir navigasyon belki işe yarayabilir fakat iyi bir tercih olduğunu düşünmüyorum. Arkadaşımın indirdiği navigasyon, Sarajevo – Dubrovnik arasında bizi köy yollarına soktu. Havanın karanlık olması ve yolumuzun bazı nedenlerden dolayı uzun sürmesi gibi nedenler ve can sıkıntısı, beraberinde korku hikayeleri anlatmamıza neden oldu. Üstüne üstlük, aydınlatılması hiç olmayan arazi yollara girmemiz gerginliğe neden oldu. Son girdiğimiz köy yolunda gördüğümüz tabela ise işin doruk noktasıydı: “Dikkat Mayın Haritası”. Savaştan çıkalı 20 yıl olan ülkelerin topraklarında gezdiğinizi unutmayın. Yoldaki tabelaları takip edin.
Manzara Şekil Önümden Çekil
8 günümün neredeyse toplamda 1 gününü yolda geçirdim. Yollar tek şerit olduğu için belli bir hızın üstüne çıkmak oldukça tehlikeli olsa da bu size manzaranın tadını çıkarma keyfi sunuyor. Sarajevo – Mostar arasındaki yol oldukça keyifli. Güzel mola yerleri var. Dubrovnik’ten Kotor’a yola çıkarken Dalmaçya kıyılarının manzarasının tadını çıkaracaksınız. Mavinin tonları yol boyunca size eşlik edecek. Kotor’a giden yolun keyfi de başka. Sırbistan’ın iç kısımlarının değişken bitki örtüsü dikkat çekici. Bazı noktalarda yolun üzerini kaplayan ağaçlar, bol oksijeni içinize çekmenizi sağlıyor.
En Çok Mezar Göreceksiniz
Bu sizi korkutmasın, turunuz boyunca kenarlarda tekil halde veya 2-3’lü mezarlar görebilirsiniz. İlk başta o kişilerin savaşta ölen kişiler olabileceğini düşünmüştük fakat daha sonrasında öyle olmadığını öğrendik. Yol yapımında çalışanların hayatlarını kaybetmesi sonucu işçilerin mezarları konulmuş.
Dikkat Zip-Line Çıkabilir
Kotor – Belgrad yolu üzerinde hiç beklenmedik bir anda karşımıza çıkan Durdevica Tara köprüsü, tarihi nedeniyle önemli bir nokta olmakla beraber doğasıyla da size oldukça fazla seçenek sunuyor. Hem rafting hem de zip-line yapılan bölgede küçük bir pazarlık sonrası 20 euroluk fiyatı 15’e çektik ve ilk zip-line deneyimimizi gerçekleştirdik. Gerçekten korkacak hiçbir şey yok. Yeni tecrübeler yaşamak her zaman keyifli olmamış mıdır?
Bizden Bir Parça: “İleride Çevirme Var”
Gezi boyunca yolda en çok bizi eğlendiren gelişmelerden biri Bosna-Hersek’te yaşandı. İleriden gelen araçların yaptığı selektörler ile bizi uyarmaya çalışması gerçek bir insanlık örneği. Tüm seyahat boyunca hiçbir kaza görmedik. Başımıza hiçbir şey gelmedi. Fakat sizi uyarmak istiyorum; özellikle lüks araçlara sahip olanlar tam bir “pirana”. Yasak olmasına rağmen sollamadıkları yer, sizi geçmeyi denemedikleri an yok gibi. Bir tekerleri diğer şeritte gidiyorlar diyebiliriz.
Sınır Geçişlerinde Yaşananlar
Aslında sanırım en önemli konuyu en sona bıraktım. Böylelikle okuyup okumadığınızı anlayabileceğim. Aracımızı Bosna-Hersek’ten kiraladık. İlk sınır geçişimizi gece saat 12 civarı Dubrovnik’te oldu. Bavulumuzu aranmadı. Hiçbir sıkıntı çıkmadı. Kotor’da da aynı şekilde. Yolumuza devam ettik. Bizi korkutan konu, Bosna-Hersek plakalı bir aracın içinde bulunan Türkler ile beraber Sırbistan kapısında yaşayacakları oldu. Fakat ilk sıkıntı Karadağ’dan çıkarken oldu. Polis İngilizce bilmediği için bize ne anlatmaya çalışsa da anlamadık, ısrarla denedi ve sonunda bıraktı. Sırp sınırına girdik. Sıra bize geldi.
İlginç bir şekilde hiçbir sorunla karşılaşmadık. Sıradan her sınır kapısında yaşanan nereye gidiyorsun, kaç gün kalacaksın gibi soruların ardından, sonra içerideydik. 3 gün boyunca aracımız ana cadde üzerinde açık park alanında durdu ve hiçbir sorunla karşılaşmadık. İşin en ilginç noktası ise bize yakınlıkları ile bilinen Bosna-Hersek’te yaşandı. Sırbistan’dan Bosna-Hersek’e girerken tüm araç arandı. Tüm bavulların içleri açıldı. İlaçların nedeni soruldu. Hem de bunların hepsi iki farklı kişi tarafından tekrar tekrar yaşandı. Arkamızdaki Sırp plakalı araca ise herhangi bir işlem yapılmadan izin verilmesi oldukça ilginçti. Yugoslavya’nın dağılması ve sonrasındaki gelişmelerin getirdiği ikili ilişkiler bazı noktalarda hala farklı işliyor gibi gözüküyor. Siz yine de tedbiri elden