Nur Baba – Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Nur Baba – Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Bektaşi tekkesinde yaşanan aşk ve tarikat ilişkilerini ele alan, din ve sosyal konularına değinen bir romandır. Nur Baba ismindeki bir kişi, küçük yaşlarda tekkeye dahil olmuş ve genç yaşlarında şansının da yardımı ile birlikte şeyhliğe kadar yükselmeyi başarmıştır. Celil Hanım isminde bir kadın ile evlenmesine karşılık Ziba Hanım isminde bir kadın ile de aşk yaşamaktadır. Nur Baba arzularının esiridir ve doyumsuzluğu ile Ziba Hanım’ın yeğeni olan Nigar ile de ilgilenmeye başlar.
Nigar ise bu esnada tekkede huzur bulan bir kişidir ve kendisini tamamen tasavvufi alana yönlendirmek istemektedir: Fakat zamanla Nur Baba ile kendisi de ilgilenmeye başlar ama kavuşunca istedikleri gibi hiçbir şey olmaz. Nur Baba yaşadığı bu tutku dolu yaşamdan yorulmaya başlamıştır ve gittikçe yaşlanmaya başlar.
İçki, sigara ve uykusuzluk da günlük yaşamında önemli bir yer tuttuğu için bu durumlardan ötürü de büyük sorunlar yaşamaya başlar. Daha sonra Süheyla isimli bir kızı gören Nur Baba bu kıza da âşık olur ve onunla evlenmek ister. Nigar Hanım ise bu durumda ne kadar kötü bir duruma düştüğünü ve hata yaptığını anlamış olur.
Ana Fikir
Tekkelerin miskinlik yuvası ve her türlü entrikanın döndüğü yerler olduğu kitabın ana fikri olarak öne çıkmaktadır. Özellikle yozlaşmanın nasıl yayıldığını göstermesi açısından önemlidir.
Romandaki Karakterler
Nur Baba: Nefsi arzularının peşinde esir olmuş ve tutkularını gerçekleştirmek için her şeyi yapan birisidir. Kısa zamanda şeyh olmuş ve bu statüsünü de kendi isteklerini kabul ettirmek için kullanmaya başlamıştır.
Ziba Hanım: İhtiyar bir kadındır ve Nur Baba’nın ilk göz ağrısıdır.
Nigar Hanım: Ziba Hanım’ın yeğeni olup Nur Baba’nın arzularına kapılır. Tüm her şeyini Nur Baba için harcar ama sonunda büyük bir yıkıma uğrar.
Yazar Hakkında
1889 yılında doğan Yakup Kadri, özellikle nesil romanları ile tanınmaktadır. Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemine dair çok önemli sosyal gözlemler içeren romanları bulunmaktadır. Başlangıçta Fecri Ati topluluğuna dahil olmuş ama çok kısa süre içerisinde bu topluluktan uzaklaşmış ve toplumcu gerçekçiliği benimsemiştir.