Kiralık Konak – Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Kiralık Konak – Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Roman boyunca üç kuşaktan olan kimselerin yaşadıkları fikir ayrılıkları işlenmektedir. Sembolik olarak Osmanlı devletinin çöküşü olarak okunabilir. Abdülhamid döneminde bakanlık yapmış olan Naim Efendi oldukça geleneksel ve tutucu bir yaşama sahiptir. Emekli olan Naim Efendi torunları Cemil ve Semiha ile yaşamaktadır. Ancak torunları Naim Efendi’nin yaşayışını beğenmezler ve onu sürekli eleştirirler.
Naim Efendi de bu eleştirilere karşı kızgınlık ile yanıt vermektedir. Seniha bu eleştirilere dayanamayarak zamanla konaktan kaçacaktır. Bu durumu Naim Efendi’ye bağlamış olan Servet Bey de konaktan ayrılacaktır. İstanbul’a birtakım maceralar yaşadıktan sonra tekrar dönen Seniha babasının evine gider ve çeşitli eğlencelere katılır. Naim Efendi içten içe konağın çökmüş olduğunu ve etrafında kimsenin kalmadığını görünce konağı kiraya vermek ister ama kimse konağı tutmaya yanaşmaz.
Romanın sembolik okumasında ise konak Osmanlı devletini temsil etmektedir. Geleneksel kalıpları ve tutuculukları yüzünden çürümeye yüz tutmuş Osmanlı aristokrasisi bu romanda Naim Efendi’de vücut bulur. Seniha ise batılılaşmayı sadece eğlence olarak algılayan dönem aydınlarını temsil etmektedir. Böylece iki taraf da mutlu olamazlar ve ikisi de yıkım ile yüzleşirler.
Ana Fikir
Çökmekte olan değer yargılarını ayakta tutmaya çalışan kişilerin maruz kaldıkları sosyal olaylar kitabın ana fikri olarak öne çıkar.
Romandaki Karakterler
Naim Efendi: İkinci Abdülhamid döneminde bakanlık yapmış, emekli bir bürokrattır. Naim Efendi artık ölmeye başlamış Osmanlı devletini temsil eder. Onun tutucu ve ceberrut dünyaya bakışının yeni dünyada artık yeri yoktur.
Sakine: Naim Efendi’nin kızıdır. Kararsızdır ve babası ve çocukları arasında kalmıştır.
Servet Bey: Naim Efendi’nin damadıdır ve paraya son derece düşkündür.
Seniha: Batılı yaşam tarzını beğenmiş, havai bir kızdır. Naim Efendi’nin torunudur.
Yazar Hakkında
Yakup Kadri Karaosmanoğlu 1889 yılında doğmuştur. Roman ve öykü alanlarında eser vermiş olan yazar toplumun Tanzimat döneminden itibaren nasıl değiştiğini gözler önüne sermektedir. Yazdıkları özellikle bir döneme tanıklık yapmak açısından son derece önemlidir. Eserlerinde keskin bir bakış açısını gözetir ve sade dili ile birlikte herkes tarafından rahatlıkla anlaşılabilecek şekilde eserler kaleme almıştır.