Tavsiyemiz
Filtreler
Hizmet Kategorileri
Sağlık
blog-image tavsiyemiz

Evlilikte Kıskançlık

Evlilikte Kıskançlık

author
Büşra Üzüm
27/10/2024



Evlilikte kıskançlık 

 

Kıskançlık nedir ve nasıl olur? Bunu insandaki ruhsal olgunlaşma süreçlerine atıfla irdelemek istiyorum. Bir sabah otomobilinize binmek üzere otoparka indiğinizde komşunuzun aldığı son model, pahalı otomobili gördünüz. Sizinkinin yanında oldukça ihtişamlı duran bu otomobil sizde bir duygu tetikleyecektir. İşte bu otomobile hissedilen duygu, insanın ruhsal olgunluk seviyesinin turnusol kağıdıdır.

 

Bu duyguları ilkelden olguna bir spektrum üzerinde düşünürsek, en ilkel duygu haset duygusudur. Haset insan, güzelliğin başkasında olmasına tahammül edemez. Hemen oracıkta o otomobili tahrip etmek, çizmek ister.

 

Haseti geçip bir basamak olgunlaşan kişinin hissettiği duygu açgözlülüktür. Güzel, ancak ondaysa iyi ve güzeldir. Bu kişi otomobili tahrip etmez ama o otomobili ele geçirmenin yollarını arar.

 


Açgözlülüğü de aşan birey, bir basamak daha olgun olan kıskançlık seviyesine gelir. Komşunun otomobili güzeldir fakat daha güzeli onda olmalıdır. Komşunun otomobiline herhangi bir zarar vermez, ele geçirmeye de çalışmaz. Kendini gece gündüz çalışıp daha iyisini almak gibi bir amacın içinde buluverir.

 

Kıskançlık duygusunu da aşan birey, en olgun ruhsal gelişim mertebesi olan “şükran” duygusuna ulaşır. O artık “komşum çalışmış, çabalamış, kendine güzel bir otomobil almış, umarım güzel günlerde kullanır” diyebilen, başkalarının mutluluğuyla mutlu olabilen, başkalarının huzurundan huzur bulan bir seviyeye gelmiş demektir. Buraya çok az insan gelebilmektedir.

 

Kıskançlığın spektrumdaki yerine dikkat edelim. Aslında kıskançlık haset ve açgözlülük duygusuyla kıyaslanamayacak kadar sağlıklı görünmektedir. Kaldı ki; bugün üzerinde oturduğumuz medeniyet bir yönüyle aslında bir kıskançlığın sonucudur. Çünkü medeniyet dediğimiz şey, hep “daha iyi”yi amaçlamayı öngören bir rekabetin ürünüdür. Rekabet dediğimiz şeyi tetikleyen ise kıskançlıktır. Buna bir de şükran duygusuna çok az insanın ulaşabildiği bilgisini eklersek, aslında optimal bir kıskançlığın medeniyetin devamı için gerekli olduğu bile söylenebilir.

 

Bir başka önemli detay da, kişinin yine ilk nesne ilişkilerinden getirdiği sevgi ve onay eksikliğidir. Kişi, ötekilerde var olan bir miktar sevgiyi alabilmek için çılgınca bir çaba sarf etmekte ancak her seferinde aldığı sevgi ona yetersiz gelmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da bu sevgiyi zorla, dayatmayla ve baskıyla alacağına dair bir hatalı tasarım gelişmektedir. Kişi, bu sevgiyi nasıl alabileceğiyle ilgili doğru bir yöntem kullanmaya teşvik edildiğinde bu yöntemi bulabildiği ve kıskançlığın pençesinden kurtulabildiği mükerrer defalar müşahede ettiğimiz bir durumdur.