Bugünün Saraylısı- Refik Halit Karay
Bugünün Saraylısı- Refik Halit Karay
Güzel ve kaprisli bir kız olan Ayşen’in etrafında gelişen olayları roman konu almaktadır. Ata Efendi isminde orta yaşlı birisi, bir gün bir mektup alır. Mektubu yazan teyzesinin oğlu Yaşar’dır. Yaşar kızı Ayşen’i Ata Efendi’nin yanına yollamak istemektedir. Yanına da 300 lira para verecektir. Ata Efendi ise rahatının bozulacağını düşünerek bu teklife pek sıcak bakmamaktadır. Ama para ilgisini çeker ve teklifi kabul eder.
Eve gelen Ayşen ise çok güzeldir ve kısa süre içerisinde evdeki herkesin dikkatini çeker. Ayşen’den ötürü eve Yaşar’dan sürekli para gelmektedir. Ata Efendi de dahil olmak üzere Ayşen’e pek çok kişi âşık olur. Ayşen yüzünden Ata Efendi de çevresini genişletmiş ve zenginler ile dolaşmaya başlamıştır. Fakat Ayşen elçi Sait Reşit isminde birisi ile ilişki yaşar ve yurt dışına çıkar. Ayşen gittiğinde ise evde parasızlık baş gösterir. Ayşen gittiği yurt dışında ise mutlu olmaz. Ata Efendi ve Rüştü isminde Ayşen’e âşık olmuş birisi onu geri döndürmek isterler ve dönüş sonrasında Ayşen ve Rüştü evlenirler.
Bugünün Saraylısı Ana Fikir
Aşk ve para ilişkileri kapsamında karakterlerin yaşadığı psikolojik değişimler kitabın ana konusudur.
Bugünün Saraylısı Romanındaki Karakterler
Ayşen: Romanın baş karakteridir. Güzel ve kaprisli bir yapısı vardır. Güzelliği sayesinde herkesi peşinden koşturmaktadır.
Ata Efendi: Evin babası olup çıkarları uğruna her şeyi yapabilecek birisidir.
Yaşar: Ayşen’in babasıdır.
Rüştü: Ata Efendi’nin patronun oğlu olup Ayşen’e gönlünü kaptırmıştır.
Yazar Hakkında
1888 yılında dünyaya gelen Refik Halit Karay, Türk edebiyatına pek çok eser ile katkıda bulunmuştur. Eğitimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlamıştır. Daha sonra çeşitli devlet dairelerinde memur olarak çalışmıştır. Özellikle Meşruiyet ilanı sonrasında gazetecilik yapmıştır. Yazıları yüzünden her dönemde sürgün yaşamı sürmüş, Milli Mücadele döneminde de yazdıkları yüzünden Türkiye’den uzak bir dönem ayrı kalmıştır. Özellikle sürgün edildiği Orta Doğu coğrafyasını bu sayede yakından tanıma fırsatı bulmuş ve pek çok eserinde bu coğrafyayı işlemiştir. 1938 yılında Türkiye’ye dönmüş ve bu yıldan başlayarak peşi sıra pek çok roman kaleme almıştır. Son dönem yazdıklarında melodram ögeleri baskın görülmektedir.